Birinci
Dünya savaşı 1914 yılında başlamış savaş tüm acımasızlığı ile tüm vahşeti ile
devam etmektedir. Cephede yapılan savaşlarda
biraz rahatlamak , nefes almak için bir birlerinin cephe gerisini
zayıflatmak girişimler bulunuyorlar.
Cephede savaşan
devletler, cephe gerisindeki etnik yapıları destekleme, isyana teşvik etme,
devlet kurma vs. vaadlerle karışıklıklar çıkarıyorlardı.
Osmanlı İmparatorluğunda da İngiliz, Fransız
ve Rusların desteği ile Ermeniler Osmanlı ordusunu Doğuanadolu'da arkadan vurmaya başlamışlardı. Osmanlı hükümeti cephe gerisini sağlama almak
istiyordu. Doğuanadolu'da bulunan
Ermenileri suriye topraklarına zorunlu göçe tabii tuttu.
1. Dünya
savaşı her cephede olduğu gibi Filistin, Mısır, Suriye ,Irak gibi cephelerde de sürüyordu. 1.
Dünya Savaşı süresince 150 bin Türk askeri esir düştü. Filistinlilerin
İngilizlere yardımı ile 1918'de Filistin
cephesinde, İngilizlere esir düşen 16.Tümenin 48. Alayın'na bağlı, askerlerden 15 bin'i Mısır'ın İskenderiye yakınlarında bulunan , Seydibeşir
Usare esir kampına hapsedildi.
İngilizler'le
esir Osmanlı askerleri arasında diyaloğu sağlayan (Türkçe bilen)
Doğuanadolu'dan tehcir edilen Ermenilerdi. Savaş bitmişti ancak Ermenilerin ingiliz askerlerini kışkırtmaları
nedeniyle azılı birer Türk düşmanı olmuşlardı. İngilizler bu esirlerin daha sonra
yapılabilecek bir savaşta karşılarına çıkabileceği düşüncesi ile serbest
bırakmadılar.
Esir
tutuldukları süre içerisinde askerlerimize 12 Haziran 1920'ye kadar akıl almaz işkenceler yaptılar. İşkencelerle
esir sorunu çözülmüyordu, İngilizlere göre kesin çözüm toplu katliam yapmaktı.
Savaşın
yokluk ve hastalıkları bahane edilerek askerlerimizi dezenfekte edeceklerini ileri sürdüler. Bir
takım hastalıklardan koruyacaklarını ifade
ederek aşırı derecede 'krizol'
maddesi katılmış havuzlara
soktular. 'Krizol' dene kimyasalın gözlerle temas etmesi
durumunda gözleri kör ettiğini askerlerimiz bilmiyordu. Havuza giren askerler yine de kafalarını suya sokmak istemediler. Ancak
İngiliz askerleri havaya ateş ederek kafalarını havuza sokmaya zorladılar. Artık havuzdan çıkan hiç bir askerin gözü
görmüyor du kör olmuşlardı.
Bu vahşet, 25 Mayıs 1921 tarihinde TBMM'de görüşüldü.Milletvekilleri Faik ve Şeref Beyler bir önerge vererek, Mısır'da esirlerin krizol banyosuna sokularak, 15 bin vatan evladının gözlerinin kör edildiğini, bunun faili olan İngiliz yetkililerin cezalandırlması için TBMM'nin harekete geçmesini talep ettiler.
Ancnak yeni kurulan devletin bununla uğraşacak ne zamanı, ne gücü ne de olanakları vardı. Daha ağır sorunlar la uğraşan TBMM bu vahşetle uğraşamadı ve zamanla unutulup gitti.
İsmail AKBABA
14.12.2018
0 Yorumlar